Ersümer'den enerji zammına daire açıklamalar

Ekonomi 08.01.2022 - 13:21, Güncelleme: 08.01.2022 - 13:21 1107+ kez okundu.
 

Ersümer'den enerji zammına daire açıklamalar

ENERJİ ZAMLARININ EN ÖNEMLİ SEBEBİ, DÜNYADA ENERJİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞTAN ZİYADE, SÜRESİ BİTEN GAZ SÖZLEŞMELERİNİN ZAMANINDA YENİLENMEMESİDİR

Peki niçin bu sözleşmeler zamanında yenilenmedi de son ana kadar beklendi ? Bunun başlıca nedenleri şunlardır; İlk neden tıpkı Avrupa’nın yaptığı hata gibi ucuz ve bol LNG’nin hep devam edeceği varsayımıyla hareket edilmesidir. Konuyu biraz açacak olursak; Biz geçmişte doğalgaz sözleşmelerini yaparken bambaşka bir piyasa yapısı vardı. Doğalgaz üretimi sadece belli başlı üretici ülkelerin elindeydi ve oyunun kuralını bu üretici ülkeler belirliyordu. Doğalgaz sözleşmeleri uzun vadeli, petrole endeksliydi, sözleşmenin önemli bir oranını “al yada öde” hükümleri içermekteydi ve üretici ülkeler aldığınız gazı üçüncü ülkelere satmanıza izin vermemekteydi yani yeniden ihraç etme hakkınız genel olarak yoktu. Sözkonusu dönemde ABD henüz kaya petrolü üretiminde de başarısını arttırmadığından petrol fiyatları da çok yüksekti. Bu petrole endeksli olan doğalgaz fiyatlarının da çok yüksek olmasına sebep oluyordu. Sadece bizde değil o dönemde Avrupa’da da doğalgaz fiyatları 400-500 $’lar civarlarındaydı. Avrupalı bir vatandaşın maaşındaki enerji faturasının oranı çok cüz’i bir yekün tutarken enerji faturaları ve akaryakıt harcaması, bir Türk vatandaşının aldığı ücretin çok önemli bir kısmını oluşturmakta. Bu açıdan asgari ücretiyle bir Japon ayda 999 litre, bir Alman 1.055 litre, benzin alabilirken yeni artan asgari ücretle bir Türk vatandaşı ancak 326 litre benzin alabilmekte. Konumuza dönecek olursak; 2010-2020 arasında doğalgaz piyasa yapısı, ABD’nin kayagazı üretiminde sağladığı başarıyla çok değişti. Avustralya gibi diğer bazı üretici ülkelerin de kayagazı üretebilmesiyle dünyada doğalgaz üretimi arttı, bollaşan doğalgaz ucuzladı, LNG’nin maliyeti azaldı ve ticareti arttı. Bu, Avrupa’da doğalgaz merkezlerinin gelişmesini sağladı. Birçok Avrupa ülkesi doğalgaz sözleşmelerinin fiyatını petrole endeksli olmasını değiştirerek doğalgaz merkezlerinden birine endeksleyerek belirlemeye başladı. Yeni dönemde iki doğalgaz projesi yapıldı. Bunlar; 2011 yılında imzalanan TANAP ve 2016 yılında imzalanan Türk Akım projesidir. Türkiye, TANAP’tan 6 bcm, Türk Akım’dan ise ilave 1.75 bcm gaz almak için anlaşma yaptı. TANAP’ın yapımını ağırlıklı olarak Azerbaycan, Türk Akım’ın yapımını ise ağırlıklı olarak Rusya üstlendi, bu anlaşmalar yeni doğalgaz piyasa koşulları döneminde yapılmış olmasına rağmen eski piyasa şartlarıyla petrole endeksli olarak yapıldı. Oysa o dönemde Azeriler, TAP ile Avrupa’ya gazı doğalgaz merkezi fiyatına endeksli, Ruslar ise Türk Akım devamında Avrupa ülkelerine genelde hibrid sözleşme fiyatlarından sattı. O dönem için Türkiye, gaz sözleşmesini hibrid yapıda yapmış olsa ve sözleşmelere üç yılda bir piyasa koşullarına göre gaz fiyatının yenileceğine ilişkin bir revizyon maddesi koymuş olsaydı ülkemiz o dönemde gazı çok daha uygun fiyata alabilirdi. Ayrıca TANAP ile alınacak gazın Rus gaz fiyatının %80’i olarak belirlenmesi ve Türkiye içinde BOTAŞ’ın taşıma tarifesinin yaklaşık 8-9 katı yüksek bir fiyattan taşımak üzere ayrı bir şirket kurulması, 2019 yılında Türkiye’nin aldığı en pahalı gazın TANAP’tan alınan gaz olmasına neden oldu. 2019 ve 2020 yıllarında, Rus gazı yerine özellikle ucuz LNG almaya yönelindi. Bu şekilde Rusya’nın yapımına yaklaşık 11 milyar Avro harcadığı Türk Akım boruhattının boş kalmasını istemeyeceği ve Türk Akım anlaşması sırasında kaçırılan sözleşme koşullarının iyileştirilerek gaz fiyatında indirim yapılmasını fırsatının Rusya’ya kabul ettirilebileceği hesabı yapıldı. Şayet Rusya’nın eski piyasa dönemindeki sözleşme koşullarında ısrar etmesi durumunda Türkiye’nin yoluna LNG ve alternatif tedarikçilerle devam etmekten mutluluk duyacağı yönünde açıklamalarda bulunuldu. Bu nedenle, her ne kadar 2021 yılında süresi bitecek sözleşmelerin sona ereceği tarih, daha bu anlaşmaların ilk yapıldığı 1990’lı yıllardan itibaren herkes tarafından bilinmekteyse de yeni sözleşme yapılması geciktirildi.
ENERJİ ZAMLARININ EN ÖNEMLİ SEBEBİ, DÜNYADA ENERJİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞTAN ZİYADE, SÜRESİ BİTEN GAZ SÖZLEŞMELERİNİN ZAMANINDA YENİLENMEMESİDİR

Peki niçin bu sözleşmeler zamanında yenilenmedi de son ana kadar beklendi ?
Bunun başlıca nedenleri şunlardır;
İlk neden tıpkı Avrupa’nın yaptığı hata gibi ucuz ve bol LNG’nin hep devam edeceği varsayımıyla hareket edilmesidir. Konuyu biraz açacak olursak; Biz geçmişte doğalgaz sözleşmelerini yaparken bambaşka bir piyasa yapısı vardı. Doğalgaz üretimi sadece belli başlı üretici ülkelerin elindeydi ve oyunun kuralını bu üretici ülkeler belirliyordu. Doğalgaz sözleşmeleri uzun vadeli, petrole endeksliydi, sözleşmenin önemli bir oranını “al yada öde” hükümleri içermekteydi ve üretici ülkeler aldığınız gazı üçüncü ülkelere satmanıza izin vermemekteydi yani yeniden ihraç etme hakkınız genel olarak yoktu. Sözkonusu dönemde ABD henüz kaya petrolü üretiminde de başarısını arttırmadığından petrol fiyatları da çok yüksekti. Bu petrole endeksli olan doğalgaz fiyatlarının da çok yüksek olmasına sebep oluyordu. Sadece bizde değil o dönemde Avrupa’da da doğalgaz fiyatları 400-500 $’lar civarlarındaydı.
Avrupalı bir vatandaşın maaşındaki enerji faturasının oranı çok cüz’i bir yekün tutarken enerji faturaları ve akaryakıt harcaması, bir Türk vatandaşının aldığı ücretin çok önemli bir kısmını oluşturmakta. Bu açıdan asgari ücretiyle bir Japon ayda 999 litre, bir Alman 1.055 litre, benzin alabilirken yeni artan asgari ücretle bir Türk vatandaşı ancak 326 litre benzin alabilmekte.
Konumuza dönecek olursak; 2010-2020 arasında doğalgaz piyasa yapısı, ABD’nin kayagazı üretiminde sağladığı başarıyla çok değişti. Avustralya gibi diğer bazı üretici ülkelerin de kayagazı üretebilmesiyle dünyada doğalgaz üretimi arttı, bollaşan doğalgaz ucuzladı, LNG’nin maliyeti azaldı ve ticareti arttı. Bu, Avrupa’da doğalgaz merkezlerinin gelişmesini sağladı. Birçok Avrupa ülkesi doğalgaz sözleşmelerinin fiyatını petrole endeksli olmasını değiştirerek doğalgaz merkezlerinden birine endeksleyerek belirlemeye başladı.
Yeni dönemde iki doğalgaz projesi yapıldı. Bunlar; 2011 yılında imzalanan TANAP ve 2016 yılında imzalanan Türk Akım projesidir. Türkiye, TANAP’tan 6 bcm, Türk Akım’dan ise ilave 1.75 bcm gaz almak için anlaşma yaptı. TANAP’ın yapımını ağırlıklı olarak Azerbaycan, Türk Akım’ın yapımını ise ağırlıklı olarak Rusya üstlendi, bu anlaşmalar yeni doğalgaz piyasa koşulları döneminde yapılmış olmasına rağmen eski piyasa şartlarıyla petrole endeksli olarak yapıldı.

Oysa o dönemde Azeriler, TAP ile Avrupa’ya gazı doğalgaz merkezi fiyatına endeksli, Ruslar ise Türk Akım devamında Avrupa ülkelerine genelde hibrid sözleşme fiyatlarından sattı. O dönem için Türkiye, gaz sözleşmesini hibrid yapıda yapmış olsa ve sözleşmelere üç yılda bir piyasa koşullarına göre gaz fiyatının yenileceğine ilişkin bir revizyon maddesi koymuş olsaydı ülkemiz o dönemde gazı çok daha uygun fiyata alabilirdi.
Ayrıca TANAP ile alınacak gazın Rus gaz fiyatının %80’i olarak belirlenmesi ve Türkiye içinde BOTAŞ’ın taşıma tarifesinin yaklaşık 8-9 katı yüksek bir fiyattan taşımak üzere ayrı bir şirket kurulması, 2019 yılında Türkiye’nin aldığı en pahalı gazın TANAP’tan alınan gaz olmasına neden oldu.
2019 ve 2020 yıllarında, Rus gazı yerine özellikle ucuz LNG almaya yönelindi. Bu şekilde Rusya’nın yapımına yaklaşık 11 milyar Avro harcadığı Türk Akım boruhattının boş kalmasını istemeyeceği ve Türk Akım anlaşması sırasında kaçırılan sözleşme koşullarının iyileştirilerek gaz fiyatında indirim yapılmasını fırsatının Rusya’ya kabul ettirilebileceği hesabı yapıldı. Şayet Rusya’nın eski piyasa dönemindeki sözleşme koşullarında ısrar etmesi durumunda Türkiye’nin yoluna LNG ve alternatif tedarikçilerle devam etmekten mutluluk duyacağı yönünde açıklamalarda bulunuldu. Bu nedenle, her ne kadar 2021 yılında süresi bitecek sözleşmelerin sona ereceği tarih, daha bu anlaşmaların ilk yapıldığı 1990’lı yıllardan itibaren herkes tarafından bilinmekteyse de yeni sözleşme yapılması geciktirildi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkalegazete.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.