Ressam Ünlü ile sanat üzerine

Kültür-Sanat 10.02.2022 - 18:08, Güncelleme: 10.02.2022 - 18:08 1340+ kez okundu.
 

Ressam Ünlü ile sanat üzerine

Mimar Sinan Üniversitesi’ndeki resim eğitiminin ardından İstanbul ve Ankara’daki çeşitli galerilerde sanat eserlerini sergileyen Ressam Erdinç Ünlü, doğduğu şehir olan Çanakkale’ye gelip, dijital sanata yönelerek eserlerini yepyeni bir alanda üretmeye devam ediyor.

Bayramiç doğumlu Ressam Erdinç Ünlü, Çardak’ta geçirdiği çocukluğunun ardından İstanbul’da eğitimine devam etti. Kadıköy Maarif Koleji’nde okuduğu sıralarda başlayan resme ilgisi, gecikmeli olarak da olsa Mimar Sinan Üniversitesi’nde iyice pekişti. Ünlü, birçok esere imzasını attığı hayatına doğduğu şehir olan Çanakkale’de devam etme kararı aldı.  “Meşhur olma peşinde koşmadım” Öncelikle hayatından bahseden Ünlü, “Lisede, desen ve resim yeteneğim bariz bir şekilde ortaya çıkınca, öğretmenler aileme iyi bir ressam olacağımı söylediler ama o dönem ekonomik endişelerle ailem izin vermedi. Ardından Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandım. İş bulayım hayatımı kurayım da resim yapayım diye düşünüyordum. Sonra Boğaziçi’ni terk ettim, mutsuzdum çünkü. Bu arada çizmeye devam ediyordum. Mimar Sinan Üniversitesi’ne girdiğimde 24 yaşındaydım. Bir sürü zaman kaybıyla girdim ama girdikten sonra çok mutlu oldum tabi. 80-90 yılları arasında Türkiye’de resim anlayışında modernizimin etkilerinin had safhaya çıktığı, resmetmenin küçümsendiği dönemlerdi. İyi betimlediğin zaman; form, hacim,ışık gölge, iyi yaptığın zaman, ‘bunlar müzelik şeyler, bununla mı uğraşıyorsun’ gibi algılanıyordu. Resimde ben kendi kendime bağımsız uğraştım. Ankara’da bir galeri ile anlaştım, 15 sene onlarla çalıştım. Meşhur olma peşinde koşmadım, kişiliğim uygun değildi. Taşralılık da var galiba…” diye anlattı. Kültür Bakanlığı’nın yarışmasından ödül 2000 senesinde Çanakkale’ye geri dönüşü olduğunu söyleyen Ünlü, “2000 senesinde Kültür Bakanlığı tarafından bir yarışma düzenlendi. O yarışmada bir ödül aldım. Resmim çok sükse yaptı ve Kültür Bakanlığı bünyesinde yapılan sergi tüm Türkiye’yi dolaşacaktı. İlk durak da Çanakkale oldu. Beni bakanlıktan davet ettiler Çanakkaleli olduğumu duyunca. Ardından Çanakkale’de bir kişisel sergi açtım. Ardından Bozcaada’da yaşamaya başladım” dedi. “Bozcaada 5 sanat galerisi vardı” Bozcaada’da o dönemlerde bir sanat ortamı olduğunu anlatan Ressam Erdinç Ünlü, “Eski hocalardan bazıları, bazı sanatçılar Bozcaada’da yaşıyordu. 20 yıl kadar çok keyifli zamanlarımız oldu. Şimdi Bozcaada popüler olunca o ortam kalmadı. Bozcaada’da 5 tane galeri vardı. Bozcaada’yı seven sanatçılar olarak orada 30-40 kişilik bir grup yaratmıştık. Hep bizim eşimiz dostumuz geliyordu. 90’lardan bahsediyorum. Kimse yoktu o zaman Bozcaada’da. Yavaş yavaş gelen insanlar sanata kültüre meraklı insanlardı. Bozcaada’da turizm patlayana kadar, orada sanat ortamı olarak çok güzel zamanlar geçirdik” ifadelerini kullandı. “Galeriler pansiyon oldu” Bozcaada’da sergi yaptığı zamanlarda yüzde 80-90 varan satış olduğunu söyleyen Ünlü, “Bozcaada’daki şarapçılık, bağcılık da otantik bir havası oluyordu. Rum Mahallesi’ndeki evlerin ve sokakların durumu da kişilerin çok hoşuna gitti ve daha sık gelmeye başladılar. Bağ alan, şarapçılığı öğrenen, kendi şarap evini açan oldu ve orada bir komite oluştu. Entelektüel kapasitesi yüksek bir popülasyon vardı. Daha sonra birçok restoran açılmaya başladı, mekanlar çoğaldıkça gelen insanların niteliği değişmeye başladı. Artık o doku gitti. Gelen insanlar artık sanat-kültür ortamı için değil, gidelim bakalım burada ne varmış diye gelmeye başladılar. Gelen insanlar resim, sanat umurunda olmamaya başladı. Satışlar düştü. Galeriler de pansiyon olmaya başladı çünkü kazançları düştü. En son Rengigül Sanat Galerisi vardı. En çok orası direndi ama önceki senelerde o da kapattı. Orası da restoran oldu. İnsanlar Bozcaada’ya gelmesin diyemem tabi ki, sanat ehliyeti soracak halimiz yok ama oraya artık yaz turizmi için gidiliyor. Bu kaçınılmaz bir şey tabi ki. Bu İstanbul’daki kültür hayatının da başına gelen bir şey. Birkaç yazarın buluştuğu ve o yazarların popüler ettiği bir lokanta, bir süre sonra o yazarlar giremeyeceği hale geliyor” şeklinde anlattı. “Dijital sanatla ilgilenmeye başladım” Ressam Ünlü, biraz daha artık kabuğuna çekildiğini söyleyerek, “Buna yorgunluk demeyeceğim ama artık farklı platformlara, başka alana kaydım diyebilirim. Dijital sanata ve onun getireceği yeniliklerle ilgilenmeye başladım. İleride belki boya resmi hiç tercih edilmeyecek çünkü hızla yayılan olanaklar var. Hem üretim açısından hem de iletişim açısından dijital sanat çok daha yaygın bir hale gelebilir diye düşünüyorum. NFT gibi sistemlerle ona sahip olunabilir de hale getirdiler” diyerek NFT kavramını değerlendirdi: “NFT kavramını anladığım kadarıyla aktarırsam; dijital sanatla ilgili en önemli problem sahip olunabilirlik. Dijital sanatı sanal ortamda yapıyorsun, bir orijinali var evet ama istediğin kadar çoğaltabilirsin. Bu kuşku yüzünden dijital sanata sıcak bakılmıyordu. NFT ile bu problemini çözecek bir sistem geliştirdiler. Sistem, sanat eserine tek bir numara veriyor ve onu kurumsal olarak tek olduğunu ispatlamış oluyor. Eserin bir değer olduğunu dijital olarak imzalamış oluyor. Sana ait olduğunu ve belirli numarayla kayıtlı olduğunu ve o numaranın başka hiçbir esere verilmeyeceğini tescillemiş oluyorsun. Burada sanatçıyı da koruyor sahteciliği önlemek amacıyla.” “3-4 yıldır bu öykü için çiziyorum” Ressam Erdinç Ünlü, şu anda ilahi dinlerin kökeni ile ilgili fantastik bir kurgu içeren, illüstrasyonlarla zenginleştirilmiş bir kitap çıkartmak üzere çalışmalarını yaptığını söyleyerek, “25-26 yaşlarındayken Mimar Sinan Üniversitesi’ne girdiğimde illüstrasyonlar yapıyordum. Çizgi roman merakım vardı. Bu öyküyü kurgulamaya o zaman başlamıştım. Sonrasında bir süre rafa kaldırmıştım. 20 sene sonra bir taşınma esnasında klasörü buldum içinde çizimlerim oldu. Ben de ölmeden önce yapmaya karar verdim. 3-4 yıldır bu öykü için çiziyorum. Resimsel değerleri, temel resim estetiğinden doneler de koymaya çalışıyorum. Ömrüm boyunca her zaman sevdiğim şeyi yapmak istedim. Birçok farklı yönü denedim. Hayattan keyif almaya çalıştım” diyerek, kitabın dijital ortamda hayata geçirileceğini belirtti.
Mimar Sinan Üniversitesi’ndeki resim eğitiminin ardından İstanbul ve Ankara’daki çeşitli galerilerde sanat eserlerini sergileyen Ressam Erdinç Ünlü, doğduğu şehir olan Çanakkale’ye gelip, dijital sanata yönelerek eserlerini yepyeni bir alanda üretmeye devam ediyor.

Bayramiç doğumlu Ressam Erdinç Ünlü, Çardak’ta geçirdiği çocukluğunun ardından İstanbul’da eğitimine devam etti. Kadıköy Maarif Koleji’nde okuduğu sıralarda başlayan resme ilgisi, gecikmeli olarak da olsa Mimar Sinan Üniversitesi’nde iyice pekişti. Ünlü, birçok esere imzasını attığı hayatına doğduğu şehir olan Çanakkale’de devam etme kararı aldı. 

“Meşhur olma peşinde koşmadım”

Öncelikle hayatından bahseden Ünlü, “Lisede, desen ve resim yeteneğim bariz bir şekilde ortaya çıkınca, öğretmenler aileme iyi bir ressam olacağımı söylediler ama o dönem ekonomik endişelerle ailem izin vermedi. Ardından Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandım. İş bulayım hayatımı kurayım da resim yapayım diye düşünüyordum. Sonra Boğaziçi’ni terk ettim, mutsuzdum çünkü. Bu arada çizmeye devam ediyordum. Mimar Sinan Üniversitesi’ne girdiğimde 24 yaşındaydım. Bir sürü zaman kaybıyla girdim ama girdikten sonra çok mutlu oldum tabi. 80-90 yılları arasında Türkiye’de resim anlayışında modernizimin etkilerinin had safhaya çıktığı, resmetmenin küçümsendiği dönemlerdi. İyi betimlediğin zaman; form, hacim,ışık gölge, iyi yaptığın zaman, ‘bunlar müzelik şeyler, bununla mı uğraşıyorsun’ gibi algılanıyordu. Resimde ben kendi kendime bağımsız uğraştım. Ankara’da bir galeri ile anlaştım, 15 sene onlarla çalıştım. Meşhur olma peşinde koşmadım, kişiliğim uygun değildi. Taşralılık da var galiba…” diye anlattı.

Kültür Bakanlığı’nın yarışmasından ödül

2000 senesinde Çanakkale’ye geri dönüşü olduğunu söyleyen Ünlü, “2000 senesinde Kültür Bakanlığı tarafından bir yarışma düzenlendi. O yarışmada bir ödül aldım. Resmim çok sükse yaptı ve Kültür Bakanlığı bünyesinde yapılan sergi tüm Türkiye’yi dolaşacaktı. İlk durak da Çanakkale oldu. Beni bakanlıktan davet ettiler Çanakkaleli olduğumu duyunca. Ardından Çanakkale’de bir kişisel sergi açtım. Ardından Bozcaada’da yaşamaya başladım” dedi.

Bozcaada 5 sanat galerisi vardı”

Bozcaada’da o dönemlerde bir sanat ortamı olduğunu anlatan Ressam Erdinç Ünlü, “Eski hocalardan bazıları, bazı sanatçılar Bozcaada’da yaşıyordu. 20 yıl kadar çok keyifli zamanlarımız oldu. Şimdi Bozcaada popüler olunca o ortam kalmadı. Bozcaada’da 5 tane galeri vardı. Bozcaada’yı seven sanatçılar olarak orada 30-40 kişilik bir grup yaratmıştık. Hep bizim eşimiz dostumuz geliyordu. 90’lardan bahsediyorum. Kimse yoktu o zaman Bozcaada’da. Yavaş yavaş gelen insanlar sanata kültüre meraklı insanlardı. Bozcaada’da turizm patlayana kadar, orada sanat ortamı olarak çok güzel zamanlar geçirdik” ifadelerini kullandı.

“Galeriler pansiyon oldu”

Bozcaada’da sergi yaptığı zamanlarda yüzde 80-90 varan satış olduğunu söyleyen Ünlü, “Bozcaada’daki şarapçılık, bağcılık da otantik bir havası oluyordu. Rum Mahallesi’ndeki evlerin ve sokakların durumu da kişilerin çok hoşuna gitti ve daha sık gelmeye başladılar. Bağ alan, şarapçılığı öğrenen, kendi şarap evini açan oldu ve orada bir komite oluştu. Entelektüel kapasitesi yüksek bir popülasyon vardı. Daha sonra birçok restoran açılmaya başladı, mekanlar çoğaldıkça gelen insanların niteliği değişmeye başladı. Artık o doku gitti. Gelen insanlar artık sanat-kültür ortamı için değil, gidelim bakalım burada ne varmış diye gelmeye başladılar. Gelen insanlar resim, sanat umurunda olmamaya başladı. Satışlar düştü. Galeriler de pansiyon olmaya başladı çünkü kazançları düştü. En son Rengigül Sanat Galerisi vardı. En çok orası direndi ama önceki senelerde o da kapattı. Orası da restoran oldu. İnsanlar Bozcaada’ya gelmesin diyemem tabi ki, sanat ehliyeti soracak halimiz yok ama oraya artık yaz turizmi için gidiliyor. Bu kaçınılmaz bir şey tabi ki. Bu İstanbul’daki kültür hayatının da başına gelen bir şey. Birkaç yazarın buluştuğu ve o yazarların popüler ettiği bir lokanta, bir süre sonra o yazarlar giremeyeceği hale geliyor” şeklinde anlattı.

“Dijital sanatla ilgilenmeye başladım”

Ressam Ünlü, biraz daha artık kabuğuna çekildiğini söyleyerek, “Buna yorgunluk demeyeceğim ama artık farklı platformlara, başka alana kaydım diyebilirim. Dijital sanata ve onun getireceği yeniliklerle ilgilenmeye başladım. İleride belki boya resmi hiç tercih edilmeyecek çünkü hızla yayılan olanaklar var. Hem üretim açısından hem de iletişim açısından dijital sanat çok daha yaygın bir hale gelebilir diye düşünüyorum. NFT gibi sistemlerle ona sahip olunabilir de hale getirdiler” diyerek NFT kavramını değerlendirdi:

“NFT kavramını anladığım kadarıyla aktarırsam; dijital sanatla ilgili en önemli problem sahip olunabilirlik. Dijital sanatı sanal ortamda yapıyorsun, bir orijinali var evet ama istediğin kadar çoğaltabilirsin. Bu kuşku yüzünden dijital sanata sıcak bakılmıyordu. NFT ile bu problemini çözecek bir sistem geliştirdiler. Sistem, sanat eserine tek bir numara veriyor ve onu kurumsal olarak tek olduğunu ispatlamış oluyor. Eserin bir değer olduğunu dijital olarak imzalamış oluyor. Sana ait olduğunu ve belirli numarayla kayıtlı olduğunu ve o numaranın başka hiçbir esere verilmeyeceğini tescillemiş oluyorsun. Burada sanatçıyı da koruyor sahteciliği önlemek amacıyla.”

“3-4 yıldır bu öykü için çiziyorum”

Ressam Erdinç Ünlü, şu anda ilahi dinlerin kökeni ile ilgili fantastik bir kurgu içeren, illüstrasyonlarla zenginleştirilmiş bir kitap çıkartmak üzere çalışmalarını yaptığını söyleyerek, “25-26 yaşlarındayken Mimar Sinan Üniversitesi’ne girdiğimde illüstrasyonlar yapıyordum. Çizgi roman merakım vardı. Bu öyküyü kurgulamaya o zaman başlamıştım. Sonrasında bir süre rafa kaldırmıştım. 20 sene sonra bir taşınma esnasında klasörü buldum içinde çizimlerim oldu. Ben de ölmeden önce yapmaya karar verdim. 3-4 yıldır bu öykü için çiziyorum. Resimsel değerleri, temel resim estetiğinden doneler de koymaya çalışıyorum. Ömrüm boyunca her zaman sevdiğim şeyi yapmak istedim. Birçok farklı yönü denedim. Hayattan keyif almaya çalıştım” diyerek, kitabın dijital ortamda hayata geçirileceğini belirtti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkalegazete.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.